27 Mart 2017 Pazartesi

BENİMLE ASLA TANIŞAMAYACAKSIN KİTAP YORUMU


YAZAR:  Leah Thomas
ÇEVİRMEN: Aslı Tümerkan
YAYIN EVİ: Novella Dinamik
SAYFA SAYISI: 400
TÜR: Genç-Yetişkin/Roman
       Yalnızca arka kapak yazısını okuduğumda  kafamda çok fazla acabalar oluştu.Mesela; 
  • Bir insanın elektriğe nasıl alerjisi olabilir?
  • Hasta çocuklar hayata daha çok tutunsun, hayatı sevsin diye mektup arkadaşı ediniceklerse neden onları buluşturan kişi asla tanışamayacak iki çocuğu seçti?

       Neyse ki bu soruların cevapları kitabın ilerleyen sayfalarında detayları ile anlatılıyor.
     Kitap beni ön kapakta yer alan 'Bazı gerçekler yalnızca bir yabancıya söylenebilir.' cümlesi ile tavladı. Ben de tam olarak böyle düşünüyorum. İnsanlar hiç tanımadıkları ya da yeni tanıştıkları insanlara kendilerini çok daha tarafsız bir şekilde açıyor. Onlarla çok daha rahat iletişim kuruyor. 

        Kitap Oliver ve Mortiz isimli iki çocuğun mektuplarından oluşuyor.

  OLİVER; elektriğe alerjisi olan bu nedenle münzevi hayat sürmeye mahkum bir çocuk. Orman içindeki ahşap kulübede annesi ile beraber yaşıyor. Tüm bu izole yaşam koşullarına karşın Ollie konuşmayı çok seven, çok okuyan ve muazzam bir bilgi kapasitesine sahip, dikkat dağınıklığı sorunundan muzdarip, normal görünmeye çalışan ama için için alerjisi yüzünden ucube olduğunu düşünen sorunlu bir çocuk. Ve o da her insan gibi asla sahip olamayacağı şeylerin hayalini kuruyor. Cep telefonu, mp3 çalar, televizyon, ve hatta buhar makinesi gibi. Oliver'ın yaşamını okurken, kullanırken önemi üzerine hiç düşünmediğimiz elektronik aletlerin yokluğunun ne kadar dramatik sonuçlara neden olduğunu görüyoruz. Bu açıdan çok düşündürücü. Elektronik aletler o kadar hayatımızın içinde ki yokluklarını düşünemiyoruz bile. Kaçımız hadi cep telefonunu geçtim şarj aletinden uzak iki gün geçirebilir?

                            
     
   MORTİZ;  Oliver'ın tam tersi karaktere sahip MO ketum denilebilecek kadar kapalı bir çocuk. İnsanlarla iletişim kurmak istemeyen, yaşıtlarına göre çok daha zeki ancak ciddi güven problemleri yaşayan, okulda ciddi zorbalıklara maruz kalan ama için için, inatla da yaşamına devam etmeye çalışan sorunlu bir çocuk. Kitabı okuyan bir çok insan Mortiz'in kalp pili olmasına takılmış ama beni en çok etkileyen durum gözleri olmayan bir çocuğun ruhunun da olmadığını düşünmesiydi. Bu cümle bana gerçekten çok ağır geldi. O kadar çok engelli insan dünyanın her yerinde o kadar çok zorbalığa uğruyor ki  katlanamıyorum. İnsanlar neden sadece birbirlerine saygı duyarak yaşamayı beceremiyorlar ki?
   
       Kitap çok yalın ve akıcı bir anlatıma sahip. Cümleler özenle kurulmuş. Olie ve Mo'nun mektupları kendi karakterlerini yansıtacak şekilde farklı yazı karakterleri kullanılarak yazılmış ki bence bu çok hoş bir detay.
        Kitapta topluma uymayanların hikayesini okuyoruz.Kendileri ile barışma, aşık olma, arkadaş edinme çabalarına tanık oluyoruz. Zaman zaman altını çizerek ilerleyeceğiniz çok sıcak bir hikaye sizi bekliyor.


    





17 Mart 2017 Cuma

SABAHATTİN ALİ DEĞİRMEN KİTAP YORUMU


YAZAR: Sabahattin Ali
YAYIN EVİ: Yapı Kredi Yayınları
SAYFA SAYISI: 137
TÜR: Öykü
        →Genelde ön söz bölümlerini atlarım ama 'Yazarın Ön sözü' başlığını görünce okumak istedim ve okuduktan sonra Sabahattin Ali' nin ruhunun naifliğine, alçak gönüllülüğüne, sanatçılığına bir kere daha hayran kaldım.
            ➽ 'Şiir ve hikayelerim arasında, yazmış olmaktan utanacağım kadar kötüleri olduğunu biliyorum. Bunların bir kısmının çocuk denecek bir yaşta yazılmış olmaları bence bir mazeret değildir; çünkü bu çeşit bir yazıyı bugün herhangi bir imzanın üstünde görsem, sahibinin ıslah olmaz bir zevksizlik ve tam istidatsızlıkla suçlandırmakta tereddüt etmem. Bunların, benim san'at hayatımın gelişmesini göstermesi bakımından, sadece kendim için bir ehemmiyeti vardır ki,bu da onları başkalarına okutmak için bir sebep olamaz.
          Buna rağmen bu yeni baskıdan onları çıkaramadım.Çünkü bir kere okuyucu önüne sermiş olduğum taraflarımı sonradan örtbas etmeye hakkım olmadığı kanaatindeyim; ama böylece belki de eski bir hatayı devam ettirmekten başka bir şey yapmıyorum.
    İyiyi kötüden ayırmak külfetini okuyucuya bıraktığım için özür dilerim. 
                                                                    Sabahattin Ali  ' 
       

         Kitap boyunca her bir sayfada Osmanlı imparatorluğunun son dönemleri ve Anadolu'nun içinde bulunduğu  sosyo-ekonomik ve kültürel durum gözler önüne serilmiş. Yapılan eleştiriler öykülerin arasına ustalıkla yerleştirilmiş. Öyküleri okurken eleştiri yapmak için yazılmadığını çok rahat anlıyorsunuz. Ama bu durum eleştirilerin gerçekliği, yerindeliğini ve parmak basılan konuların değerini, derinliğini kesinlikle sorgulatmıyor.
       Eğer okuduğunuz ilk Sabahattin Ali eseri değilse hangi öykülerin yazarın -çocukluk dönemi- öykülerinden olduğunu anlayabilirsiniz. Ama Sabahattin Ali'nin en kötü öyküsü bile çoğu yazarı cebinden çıkartır. Bu da bir gerçek.
        Kitap içerisinde 16 adet, son derece yalın bir dile sahip, zaman zaman yöre ağzı kullanılarak anlatılmış, akıcılığını hiç kaybetmeyen kısa öykü barındırıyor. Benim bu öyküler arasında en beğendiğim 'KIRLANGIÇLAR' oldu. Özellikle su satırları tekrar tekrar okudum: ' Şu dünyayı adam akıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adam akıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki? Yaşadığımızın farkına varmayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz? '
     
               ŞİDDETLE TAVSİYE EDERİM! 

Kitabın İçindeki Diğer Öyküler:


  1. Değirmen
  2. Kurtarılamayan Şaheser
  3. Kırlangıçlar
  4. Viyolonsel
  5. Birdenbire Sönen Kandilin Hikayesi
  6. Bir Delikanlının Hikayesi
  7. Bir Gemici Hikayesi
  8. Bir Orman Hikayesi
  9. Kazlar
  10. Bir Firar
  11. Kanal
  12. Candarma Bekir
  13. Sarhoş
  14. Bir Cinayetin Sebebi
  15. Bir Siyah Fanila İçin
  16. Komik-i Şehir



  



5 Mart 2017 Pazar

TÜRK SERİ KATİLLER KİTAP YORUMU


YAZAR: Sevinç Yavuz
TÜR: Araştırma-Polisiye
SAYFA SAYISI: 304
YAYIN EVİ: Profil Yayıncılık
             Kitabın ilk sayfalarında Prof. Dr. Gökhan Oral'ın             ' Psikiyatrinin amacı, kötülüğü açıklamaktır. Ama sanırım bunu hiçbir zaman başaramayacak. Çünkü kötülük, bazen yalnızca salt kötülüktür. ' ifadesi yer alıyor ki bu söz kitabı satın almamda önemli bir rol oynadı. Ben de birçok polisiye okuru gibi bu tarz kitapları, için için bunu sorguladığım, merak ettiğim, bir insanın başka bir insana bunu yapmasına sebep olabilecek nedenleri anlayamayacak olsam bile öğrenmek istediğim için okuyorum.
            

            Kitap polisiye bir roman değil. Sevinç Yavuz bir gazeteci ve bu da bir araştırma kitabı. Yani içinde kurgu yok, anlatılanlar, ne yazık ki, tamamıyla gerçek. Her bir katil için, olaylar tüm çıplaklığıyla, kanıtlar sunularak anlatılmış. Kitabın arka sayfalarında olay yeri tutanakları, katil zanlılarının ifadeleri, itirafları, o döneme ait gazete kupürleri ve fotoğraflar yer alıyor.
           Kitabı okurken zaman zaman gerçekten korktum. Bu nasıl olabilir, bir insan bir insana bunu nasıl yapabilir diye sorduğum çok nokta oldu. Katillerin her birimiz gibi normal hayatlara sahipken bu kadar çarpık düşüncelere sahip olmaları, onlar bu kadar anormal iken hayatın olağan akışından kopmadan da içimizde yaşıyor olmaları kanımı dondurdu. Cinayetleri işlerken ki rahatlıkları, kendilerini haklı görüşleri... Tabi ki içlerinde akıl sağlığı yerinde olmayanlar da var ama ne yazık ki çoğunluğu bilinçli bir şekilde sapkın duygularla işlenmiş cinayetler.


           Kitaptaki  olayların bazıları bir zamanlar yayınlanan, Adli Bilimci Sevil Atasoy tarafından hazırlanan Kanıt dizisinde de işlenmiş. Eğer biraz büyükseniz de bir kısmını haberlerden, gazete yazılarından hatırlayabilirsiniz. 
     Kitap 'bizden seri katil çıkmaz abi yaaa!' saçmalığını buruşturup çöpe atacak nitelikte bir kitap. Bunu da hiçbir zaman anlamamışımdır. Bizden yeteri kadar bilim adamı çıkmıyor diye hayıflanan insandan çok seri katilleri dert eden bir kısım insanla aynı gezegende yaşıyoruz ne yazık ki...
          Kitabı bitirdikten sonra bir süre paranoyakça çevremdeki herkesten ve her şeyden şüphe ederek gezdiğimi de itiraf ediyorum.
         Polisiye roman sevenlerin ve sosyal olaylara ilgisi olan herkesin muhakkak okuması gereken bir kitap. Size şimdiden keyifli okumalar... :)



NUMARAN BENDE VAR KİTAP YORUMU

YAZAR: Sophie Kınsella SAYFA SAYISI:  424 TÜR: Roman YAYIN EVİ: Artemis Yayınları ÇEVİRMEN: Bilge Turan     Sophie Kinsel...