Trendeki Kız Kitap ve Film Yorumu

             

                                    TRENDEKİ KIZ

Yazar: Paula Hawkıns                                     

Çevirmen: Aslıhan Kuzucan                                                     Tür: Polisiye,Gerilim                                      

Sayfa Sayısı:359

Ödüller:Amazon Ocak 2015'in En İyi Kitabı

              GoodReads Ocak 2015'in En İyi Kitabı

              The New York Times Çok Satanlar

              The Washıngton Post Çok Satanlar

              İBooks Çok Satanlar

    Rachel; bir alkolik ve bu bağımlılığı yüzünden önce işini daha sonra da eşini kaybediyor.Kaybettikleri arttıkça da daha fazla alkole sarılıyor.Eşi ile yollarını ayırdıktan sonra bir ev arkadaşı bulup taşınıyor.Ancak ev arkadaşının bağımlılığına ek olarak bir de işsiz olduğunu öğrenip onu evden çıkarmasından korktuğu için ev arkadaşına dürüst davranamıyor.Her gün işe gider gibi aynı saatte aynı Londra trenine binmeye başlıyor.Bu seyahatler sırasında kendisine bir ev ve bir çift seçiyor ve onların hakkında aslında kendi hayali olan senaryolar üretmeye başlıyor.

    Anna; Rachel'ın eski eşi Tom'un yeni eşi.Bir zamanlar ikinci kadın iken tercih edilen kadın olmayı başarmış ve bundan oldukça gurur duyan bir karakter. Yazar, Anna'nın Rachel'a olan nefretinin olayları algılama biçimini ne derecede etkilediğini çok güzel yansıtmış.

   Megan; geçmişi karanlık sırlarla dolu komşumuz.Kitap için kilit karakter diyebiliriz.Zira her şey onun esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolması ve bir süre sonra ölü bulunması ile başlıyor.

           Yazar ilk romanı olmasına rağmen karakterleri çok iyi oluşturmuş.Ana karakterimiz Rachel olmasına rağmen kitap Rachel, Megan ve Anna'nın gözünden eş zamanlı olarak anlatılıyor.Ki bu benim en sevdiğim anlatım tarzlarından biri.Çünkü gerçekleşen olay ve gerçekleştiği zaman aynı olmasına rağmen olaylar farklı kişiler tarafından çok farklı algılanıp,yorumlanıyor.Taraf tutmadan tek tek Rachel, Megan ve Anna gibi hissederek ilerliyorsunuz.Bu kitabı çok beğenmemin en önemli sebeblerinden biri de bu.Yalnız bazen Rachel'a 'Neden bu kadar zayıfsın!' diye sinirlendiğimi de itiraf etmem gerek.Kitap çok iyi kurgulanmış.Hiç beklemediğim bir şekilde sonuçlandı.Çok etkileyiciydi.Kitabı okurken hep 'bu kitabın filmini çekseler ne kadar güzel olur' diye içimden geçirdim.Artık ne kadar geçirdiysem yapımcılar iç sesimi duydu ve kitabın bir filmi çıktı:)Önce kitabı okumanız şartı ile filmi de mutlaka izleyın. Şiddetle tavsiye ediyorum.Kitabın neredeyse tamamını filme aktarmayı başarmışlar. Minimum seviyede kesinti yapması ile filmin yönetmeni Tate Taylor kalbimi fethetti.Film 1 saat 53 dk çok kısa olduğu söylenemez.Ama polisiye gerilim sevenler için keyifli vakit geçirmek garanti:)