16 Şubat 2018 Cuma

NUMARAN BENDE VAR KİTAP YORUMU



YAZAR: Sophie Kınsella
SAYFA SAYISI:  424
TÜR: Roman
YAYIN EVİ: Artemis Yayınları
ÇEVİRMEN: Bilge Turan

    Sophie Kinsella benim Audrey'i Bulmak kitabıyla tesadüfen tanıştığım bir yazardı. Ancak Audrey'i Bulmak'ı okurken o kadar çok eğlendim ki yazara ikinci bir kitapla şans vermek istedim.   
     Numaran Bende Var kesinlikle beklentimin üzerinde bir kitaptı. Ki bunun sebebi kitabın mükemmel olmasından ziyade benim aşırı düşük beklentim de olabilir. İyi ki yanılmışım.:)
        Kitaba başlarken her  sevgililer günü zamanı vizyona giren, çok çok güzel olmasa da kendini izleten ve izlerken eğlendiren bir romantik komedi filmi tadı alacağımı düşünüyordum. Ki kitap başlarda böyle ilerliyordu. Popy, çok kolay sempati duyabileceğiniz, zaman zaman özdeşlik kurabileceğiniz, bazen her yaptığını onaylamasanız da anlayabileceğiniz bir en yakın arkadaş gibi hayatınıza sızı verecek. Birlikte çıkacağınız 424 sayfalık yolculuğun her satırından büyük keyif alacaksınız. Benden söylemesi.:)


         Kitap ilk 200 sayfada 'eğlenceli' bir şekilde klişe gitse de 200'üncü sayfadan sonra olaylar değişiyor ve tahmin edilebilirlik tatmin edici bir şekilde ortadan kalkıyor. Bundan sonrasında spolier alabilmek adına kitabın ilerleyen sayfalarına -hatta son sayfasına bile- göz attığımı itiraf ediyorum.
         Hikayemiz kısaca şöyle; esas kızımız Popy arkadaşları ile çıktığı bir yemekte başına gelen bir dizi talihsizlik sonucunda nişan yüzüğünü kaybediyor. Yüzük tabiki aile yadigarı:) Ve cep telefonu çalınıyor.  Bu durumu nişanlısına ve MÜKEMMEL ailesine itiraf etmesi tabiki seçenekler dahilinde değil.:)  Tüm bunlar olurken çöpten mucizevi bir  

şekilde bir telefon buluyor ve tüm hayatı değişiyor. Peki Popy'nin hayatının değişmesi iyi mi yoksa bir felaket mi? Nişanlısı Magnus gerçekten tanıdığı kişi mi? Peki ya şu telefonun GERÇEK  sahibi sinir bozucu ama feci yakışıklı Sam'in olayı ne? Peki Popy gerçekten olduğunu sandığı kişi mi?


          Bu sorular ve daha bir çok sorunun cevabı için tek yapmanız gereken kitabı okumaya başlamak. Eğer romantik komedi tarzında kitaplar okumaktan hoşlanıyorsanız bu yalın bir dille anlatılmış, sürükleyici ve meraktan çatlatıcı roman tam size göre! 
          Popy ile tanışmak için daha fazla beklemeyin!:)



                HERKESE İYİ OKUMALAR!:)


          

4 Aralık 2017 Pazartesi

SABAHATTİN ALİ YENİ DÜNYA KİTAP YORUMU


YAZAR: Sabahattin Ali
SAYFA SAYISI: 136
TÜR: Öykü
YAYIN EVİ: Yapı Kredi Yayınları 

         Yeni Dünya, Sabahattin Ali'nin 1936-1942 yılları arasında yazdığı on üç hikayeden oluşan öykü kitabı.
    Sabahattin Ali, sosyal olaylara, yanlışlara parmak basan, sistemdeki çarpıklıkları cesurca göze sokan , naif, zeki, öngörüsü yüksek tam bir edebiyat insanı. Okuduğunuz her satırda bunu size hissettiriyor.
     Bu kitabında bulunan öykülerde 'karakter eleştirileri' yapıyor. İnsanların bencilliğini, egolarını, menfaatciliklerini, adam sendeciliklerini gözler önüne seriyor.


         İşin asıl üzücü olan kısmı yıllar önce yazılmış olan bu karakterlere, yaşanan olaylara hala her gün rastlıyor olmamız. Bu bir arpa boyu yol alamamışız gibi hissettiriyor.
          Kitap altını çizdiğim, defalarca okuduğum ve okuyacağım satırlarla dolu. En sevdiğim hikayeler 'ısıtmak için' ve 'selam' oldu. Gerçi kitabın içindeki bütün hikayeler öyle acıklı ki duygusal açıdan hassas olduğunuz dönemlerde okumanızı pek tavsiye etmem. Bu yazarın dilinin karamsarlığından değil anlatılan hikayelerin ağırlığından kaynaklanıyor. Okurken bazen yüreğimin sıkıştığını hissettim. :)


          Hikayelerin yetmiş yıldan uzun bir süre önce yazıldığını düşünecek olursak içinde bir takım eski kelimelerle karşılaşmak süpriz olmadı. Kitap yeni basımlarında olabildiğince Türkçeleştirilmiş. Bazı sözcükler için de dipnotlarla açıklamalar getirilmiş. Bunun dışında oldukça yalın bir anlatıma sahip.
     Sabahattin Ali, okumayı seven herkesin kitaplığında bulunması gereken bir yazar. Yazarı okumaya başladığınız anda farkı hissediyorsunuz. Dünyaya kısa süreliğine de olsa Sabahattin Ali'nin gözlerinden bakmak herkesin yaşaması gereken bir deneyim. 


        Kitabın içindeki öyküler;
  1. Asfalt yol
  2. Hanende melek 
  3. Çaydanlık
  4. Ayran
  5. Isıtmak için
  6. Uyku
  7. Selam
  8. Bir mesleğin başlangıcı
  9. Bir konferans
  10. Yeni dünya
  11. İki kadın
  12. Sulfata
  13. Hasanboğuldu


                         HERKESE KEYİFLİ OKUMALAR:)


    

          

27 Ekim 2017 Cuma

KRAL KATİLİ KİTAP YORUMU


YAZAR: Vırgınıa Boecker
SAYFA SAYISI: 400
TÜR: Kurgu/ Alternatif Tarih/Fantastik kurgu
ÇEVİRMEN: Onur Özkan
YAYIN EVİ: Yabancı Yayınları

          'Sanırım sen, benim ya en büyük zaferim ya da en büyük hatam olacaksın. Zaman gösterecek'
         Eski cadı avcısı Elizabeth Grey, Harrow'un büyülerle korunan köylerinden birinde saklanıyor, Angila Krallığını zorla ele geçiren Lord Blackwell'in kellesi için biçtiği bedelden kaçmaya çalışıyordu. Karşı karşıya geldikleri son seferde Blackwell büyük bir yara almıştı ama güce olan tutkusu gün be gün artıyordu. Kurallara karşı gelenlerle karşılaşacağı bir savaş için hazırlanıyordu: Elizabeth ve onun yanında yer alan diğer cadı ve büyücüler.
         Ona büyülü bir koruma ve iyileşme gücü veren mührünü kaybeden Elizabeth'in gücü şimdi hem fiziksel hem de psikolojik olarak sınanıyordu. Savaş her zaman fazla fedakarlık anlamına gelirdi ancak iyi ve kötü arasındaki çizgi gittikçe bulanıklaşırken Elizabeth, sevdiklerini kurtarmak için ne kadar ileri gitmesi gerektiğine karar vermeliydi. 
                                         Kral Katili en az ilk kitap kadar sevdiğim
ve soluksuz okuduğum bir kitap oldu. Ve evet kapağı da en az ilk kitabınki kadar güzel. Ciltli olan kitabın kapağı kendi gövdesi ve dikenleri tarafından boğulmakta olan kırmızı bir gül - ki bu zalim büyücü, yeni kral Lord Blackwell'in   yeni kraliyet arması- ve büyücü alfabesi süslüyor.
          Bu kitap da aynı ilk kitap gibi tahmin edilemez şekilde kurgulanmış. İyi bildiklerimiz kötü, kötü bildiklerimiz iyi oluyor. Sonra gene ve gene yer değiştiriyorlar. Yaşanılanlardan sonra karakterlerin duygu durum değişimleri çok iyi yansıtılmış.Her ne kadar büyülü bir dünyanın içinde olsak da Virginia Boecker bize 'İNSAN' olduğumuzu unutturmuyor.
           Sayfaları çevirmeye devam ettikçe birden 
fazla karakterle özdeşim kurabiliyorsunuz. Bu da hikayenin ne kadar sağlam karakterler üzerine kurgulandığının başka bir kanıtı.                                        Birçok defa her şey bitti sanırken aslında yeni başladığınızı, büyük bir umutla belki inançla olmasını beklediğiniz olayların sarpa sardığını okuyacağınız son derece sürükleyici bu hikayede Elizabeth'i yalnız bırakmamanızı ve en kısa sürede bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.

                  ÇOK ÇOK ÇOK GÜZELDİ:)

                                            



16 Ekim 2017 Pazartesi

CADI AVCISI KİTAP YORUMU



YAZAR: Virginia Boecker
SAYFA SAYISI: 400
TÜR: Fantastik / Roman
ÇEVİRMEN: Onur Özkan
YAYIN EVİ: Yabancı Yayınları


          İtiraf ediyorum ki bu kitabın kapağını o kadar çok beğendim o kadar çok beğendim ki acaba içerisinde tatmin edici olmayan bir hikaye var da bunu bu mükemmel kapakla mı kamufule etmeye çalışıyorlar gibi saçma bir fikre bile kapıldım.Şükürler olsun ki haksız çıktım.
          Öncelikle biraz kitabın dışından bahsedeyim.Ciltli bir kitap ve siyah cildin üzerine alev turuncusu bir tonda ; bir kare, içinde güneş, karenin etrafında bir üçgen, hepsinin etrafında kendi kuyruğunu yiyen yılan şeklinde bir çember. Her sembolün kendi anlamı var: Güneş; bir var oluşun şafağını, kare; fiziksel dünyayı, üçgen; değişimin katalizörü olan ateşi ve bir ouroboros olarak yılan birliği temsil ediyor. Dış plastik şömizinde ise bir sürü büyü sembolü var. Bir çeşit büyü alfabesi de diyebiliriz.

 'En büyük düşmanınız dövüştüğünüz şey değil, korktuğunuz şeydir.'                                   Elizabeth Grey kraliyetin sahip olduğu en iyi cadi avcılarından biriydi; büyüyü yok etmeye ve adaletin uygulayıcısı olmaya kendini adamıştı. Fakat inanılmayacak bir şekilde büyücülükle suçlandığında, sadakatinin hiçbir anlamı kalmamış ve tutuklanarak yakılmasına karar verilmişti.
       Sonunun geldiğini düşünen Elizabeth'in kurtuluş umudu hiç beklemediği birisinden gelmişti; Nicholas Perevil, krallıktaki en güçlü  ve en tehlikeli büyücü, aynı zamanda onun en büyük düşmanıydı. Nicholas, onu yakılmaktan kurtaracaktı ama tek şartla: Elizabeth, Nicholas'ın üzerindeki ölümcül laneti kaldırmalıydı. 
     Esas sorun ise ne Nicholas'ın ne de yanındakilerin Elizabeth'in kim olduğunu bilmemeleriydi ve eğer onun bir cadı avcısı olduğunu öğrenirlerse yakılmak Elizabeth'in başına gelebilecek en korkunç şey olmayacaktı.  Elizabeth kendini bir anda cadıların, hayaletlerin, korsanların ve fazlasıyla yakışıklı bir şifacının büyülü dünyasında bulmuş ve aslında neyin doğru neyin yanlış, kimin dost kimin düşman olduğunu bilmediğini fark etmeye başlamıştı.
          Ben yazarın karakter yaratım tarzını
sevdim.Klişe bir şekilde güçlü hep güçlü yada daha güçlü, zayıf hep ve giderek daha zayıf handikapına girmemiş.Her ne kadar büyülü bir dünyanın içinde olsa da tüm karakterler duygusal iniş çıkışları olan, bazen zayıf, bazen güçlü, bazen cesur, bazen korkak, bazen kahraman,bazen de tam bir pisliğe dönüşebiliyor. Bu da kahramanların doğan olmasını sağlıyor ve okuru kitaba daha çok bağlıyor. 
          Kitabın sevdiğim bir diğer özelliği de tahmin edilemez oluşu. O kadar sürükleyici bir şekilde ve meraktan çıldırtan bir dille yazılmış ki bazen bir kaç paragraf atlayarak spolier almaya çalıştım.:) Böyle söyleyince kulağa saçma geliyor belki ama kitabı okumaya başladığınızda bana hak vereceksiniz. 


          Öte yandan benim en sevdiğim karakterler esas kız ya da esas oğlan olmadı. Yan karakter olan müthiş büyücü Nicholas ve hortlak Schuyler oldu. Aslında bu iki karakter birbirine zıt. Biri bilge, yaşlı bir büyücü diğeri ise uçuk kaçık ama son derece çekici bir hortlak. Ama benim burada asıl söylemek istediğim şey yazarın yarattığı bütün karakterle özen göstermesi. Bir iki sağlam karakter ve yanındakiler yapmak yerine ayrı ayrı derinliği olan ve hikayelerini öğrenebildiğimiz birçok sağlam karakter yaratmayı tercih etmesi.
          Ben Virgina Boecker'ın yarattığı bu fantastik dünyayı çok sevdim. İkinci kitabı okumak için sabırsızlanıyorum.
            

                              HERKESE İYİ OKUMALAR:)



                        
     
          

25 Eylül 2017 Pazartesi

TEHLİKELİ KIZLAR KİTAP YORUMU


YAZAR: Abıgail HAAS
SAYFA SAYISI: 344
TÜR: Gerilim / Roman
ÇEVİRMEN: Burcu Karatepe
YAYIN EVİ: Yabancı Yayınları

          En zor zamanlarınızda yanınızda olanlar gerçekten kimler? En yakın sandıklarınız mı? Ailenizi, arkadaşlarınızı gerçekten ne kadar tanıyorsunuz? Adalet sistemine % 100 güvenle kendinizi teslim edebilir misiniz? Her şeyden önemlisi kendinizi ne kadar tanıyorsunuz? Gerçekten neyi yapabilir, neyi yapamazsınız? 
      Kitap bize sorgulayabileceğimiz çok fazla konu veriyor. Aile ilişkileri, arkadaşlık ilişkileri, güven... ama özellikle adalet sistemi.
        Kitap bir grup ABD'li lise öğrencisi arkadaşın üniversiteden önce Aruba'ya tatile gitmesi ve aralarından biri olan Elise'ın vahşi bir cinayete kurban gitmesi ile başlıyor. Elise'ın en yakın arkadaşı, esas kızımız Anna birden kendini katil olmadığını kanıtlamaya çalışırken buluyor.Kitaptaki mahkeme bölümleri ABD yapımı bir suç filmini aratmayacak nitelikte. Oldukça iyi anlatılmış, okuması keyifli bölümler.


     Hikaye şimdiki zaman ile değişik değişik zaman dilimlerinde anlatılıyor. Bu tarz bir hikaye için seçilebilecek en iyi anlatım şekli. Bunun puzzle ın parçalarını birleştirip büyük resmi görmeye çalışmaktan pek farkı yok aslında. Ve büyük resmi görmeye yaklaştığınız her an heyecanınız yeni edindiğiniz ve küçük dilinizi yutmanıza sebep olacak bilgilerle bir kat daha artıyor.
      Kitabın çevirisi çok iyi yapılmış. Oldukça yalın ve sürükleyici bir anlatıma sahip. Ayrıca belirtmek isterim ki Yabancı Yayınları gerçekten hem fiziki olarak hem içerik olarak çok kaliteli kitaplar basıyor.

       Tehlikeli Kızlar Abigail Haas'ın okuduğum ilk kitabı ama son olmayacak. Kitabı bitirdiğim anda yazarın diğer kitaplarını araştırmaya başladım. Kesinlikle bu kadının tarzını sevdim. Eğer bu kitaba böyle bir son yazmasaydı, bu kitap için; standart ama güzel bir cinayet romanı, adalet arayışı diyebilirdim. Ama kesinlikle yazar farkını ortaya koymuş!
       Eğer sizin de gerilim romanlarından beklentiniz 'asla tahmin edilemez' olmasıysa doğru kitabı aldınız.
  Kitabın adının neden Tehlikeli Kızlar olduğunu söylemeyeceğim. Okuyun ve siz bulun. Ama şunu söyleyebilirim ki kesinlikle adının hakkını veren bir gerilim romanı. 


                   HERKESE İYİ OKUMALAR:)

          
 




10 Ağustos 2017 Perşembe

BİZ ÖLÜMLÜLER KİTAP YORUMU


KİTABIN ADI:  Biz Ölümlüler
YAZAR:  Patrıck Ness
SAYFA SAYISI:  260
TÜR:  Genç-Yetişkin/Roman
ÇEVİRMEN:  Berke Kılıç
YAYIN EVİ: Yabancı Yayınları 

      Herkesin kendi fan kitlesini yaratmaya çalıştığı, eğer popüler değilsen bir hiçsin baskısı altında herkesin esas kız- esas oğlan olmak için kendini parçaladığı günümüzde birinin çıkıp da vampirleri, kurt adamları, ölümsüzleri, zombileri, yarı tanrıları, yok sayıp sadece NORMAL bir genci anlatmayı tercih etmesiyle bu kitap beni kalbimden vurdu.
      Patrıck Ness kesinlikle derinliği olan karakterler yaratmış. Bu kitapta yalnızca insan olan çocukların hikayesini okumuyoruz. Aileleri ve arkadaşlarıyla problem yaşayan 18-20 yaş aralığındaki bir grup gencin sorunlarını aşma çabalarını, bazen eline yüzüne bulaştırmaları, bazen zafer kazanmaları, bir an dünyanın en fedakar insanı iken bir an en bencil insanına dönüşmelerini ve hepsinden önemlisi tüm bu 'NORMAL HAYATLARIN' onlara neler hissettirdiğini okuyoruz. Bu kitabı bu kadar çok sevmemin sebeplerinden biri de bu aslında olaylardan çok hislere odaklanması.
       Kitabın alttan alttan günümüz aile yapısını eleştiren tavrını sevdiğimi de söylemeden geçemeyeceğim.                                        Ben Mike'ı çok sevdim. Etrafında türlü olaylar dönerken değil bir şeyler yapmak doğru dürüst bilgi bile edinemeyen Mike size tüm bunları çok da umursamayıp kendi dünyasının kapılarını açtığında ve Mike ile özdeşim kurduğunuz sayfalar arttıkça günü kurtaran vampirler, kurt adamlar, ölümsüzler...vs dışarıda kalsın istiyorsunuz.
        Sanırım ben Mike'ı özleyeceğim. Bu yüzden kısa bir süre sonra tekrar bu kitabı okurum diye düşünüyorum. 
  Bunların dışında yalın bir anlatıma sahip, sürükleyici bir hikaye. Ayrıca Yabancı Yayınlarını da tebrik etmek istiyorum. Kitabın basım kalitesi ve çevirisi gerçekten çok iyi.
              HERKESE İYİ OKUMALAR DİLERİM.:)

2 Ağustos 2017 Çarşamba

KUPA ALTILISI KİTAP YORUMU



YAZAR: L.H. COSWAY
SAYFA SAYISI: 413
TÜR: Genç-Yetişkin / ROMAN
ÇEVİRMEN: Bilge Turan Zourbakıs
YAYIN EVİ: Yabancı Yayınları

          Öncelikle kitap çok çekici bir arka kapak yazısına sahip. Okuduktan sonra bu kitabı satın almamak 'benim açımdan' mümkün değildi.
         The Mentalıst dizisinin koyu bir fanı olarak ben arka kapak yazısını da okuyunca diziye benzer bol aksiyonlu bir ilizyonist/ mentalist/ hilebaz hikayesi olacağını düşünmüştüm. Arka kapak yazısında da plan/ ölüm/ intikam/ show lardan bahsedilince ben de böyle bir beklentiye kapıldım. Ancak kitap aşk romanı çıktı. Gerçekten kötü yazılmış bir kitap olsaydı büyük bir hayal kırıklığı olabilirdi. Neyse ki çok eğlenerek okuduğum bir kitap oldu.


    Bu hikaye esas oğlanımız mentalist Jay Fıelds'ın hikayesi olsa da esas kız Matilda'nın gözünden anlatılıyor. Başlarda yazarın bu tercihini şaşkınlıkla karşılasam da Matilda ile tanıştıktan sonra çok sevdim. Matilda dışarıya karşı çok çekingen olsa da iç sesi ile konuşmaya başladığında çok eğlenceli bir karakter. Okurken bir kaç bölümde sesli güldüğümü itiraf ediyorum.
      Jay her kızın etkileneceği çok yakışıklı, çok zeki, çok seksi, kaslı, ukala, gizemli, bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Yani gerçek olmayacak kadar MÜKEMMEL. :) Yani her gün yolda karşılaşabileceğiniz biri değil Jay, bu açıdan Cosway'ı eleştirebilirim. Buna ek olarak kitabın daha başında Jay ve Matilda arasındaki iletişim birden çok uzun süredir tanışıyorlarmışcasına oluştu. Kitabın sonunda bu hız hakkında bir açıklama yapılsa da çok tatmin edici değildi ve bu durumun inandırıcılığı azalttığını söyleyebilirim.
        Macera kitabı beklerken aşk romanı ile karşılaşıp hayal kırılığına uğramamamın tek sebebi Jay ile Matilda arasındaki o elektrik tarafından ele geçirilmem. Hani bir ortamda birbirinden hoşlanan iki kişi arasdındaki elektrik o kadar yoğundur ki uzansanız somut bir şekilde dokunabilecek gibi hissedersiniz. Aynı o şekilde Jay ve Matilda arasındaki elektrik sayfaların arasından çıkıp, sizi ele geçirip kitaba bağlıyor. 
        Kitabın çevirisi çok iyi. Son derece akıcı ve yalın bir dile ve sürükleyici bir anlatıma sahip. Kitabı elinizden bırakamayacaksınız.
    Benim çok zevk alarak, keyifle okuduğum bir kitap oldu. Kesinlikle tavsiye ederim.

                      Herkese iyi okumalar..:)


NUMARAN BENDE VAR KİTAP YORUMU

YAZAR: Sophie Kınsella SAYFA SAYISI:  424 TÜR: Roman YAYIN EVİ: Artemis Yayınları ÇEVİRMEN: Bilge Turan     Sophie Kinsel...